Devrek Masaj Salonu-Masöz Esra

Devrek Masaj Salonu-Masöz Esra

Devrek Masaj Salonu-Masöz Esra Parmağını  hanımın ağzından çıkartıp yanağını  okşadı. Kadın kafasını  rahat  bir  şekilde düzeltti. Adam saçını okşadı. Kadın sükunet içinde ona baktı. Hakkaten çok gü zel gö zleri vardı. Hepimiz hanıma her süre bunu söylerdi. Beceriksizce süründü ve bedenini adamınkine yaklaştırdı. Zor da olsa kafasını kucağına koydu, adama baktı. Saçları adamın kucağından sarı bir su şeklinde aktı. Adamı hakkaten seviyordu. Her şeyi bu kadar kötüleştiren de buydu. “Rahat nefes alabiliyor musun?” dedi. Rahat nefes alabildiğini anlatmak için kafasını yumuşakça salladı. “Tıkaç rahatsız ediyor mu?” Tıkacın acıtmadığım anlatmak için kafasını yumuşakça salladı. “Bugün okuduklarımı dinlemek ister misin?” Bugün okuduklarını dinlemek istediğini anlatmak için kafasını yumuşakça salladı. Adam kitabı eline aldı. Çok eski bir kitaptı. Ona okudu: “Ey yoksulluk, sen acı veren dayanılmaz hastalık, kız kardeşin Çaresizlik ile boyun eğdirirsin büyük insana…”

Devrek Masaj Salonu-Masöz Esra

kadın ona baktı. Ah Tanrım, diye dü şü ndü hanım, ağlamamak için kendini tuttu, çunkü ağlamaya başlarsa bunun adamı daha da kötü yapacağını biliyordu  ve  aslına bakarsanız uzun zamandan beri adam da kendini oldukça kötü hissediyordu. Bob’un dördüncü derslik sadizm oyunları ve ü mitsizlikleri çok basit başlamıştı. Siğile ilk yakalanan kadındı. Bunlar vajinasının içinde zührevi siğillerdi. Sarhoştu ve kitabını okuyan orta yaşlı bir avukatla tek gecelik bir ilişkisi olmuştu. Yirmi- ü ç-yaşında-başarısız bir yazardı ve avukat da ona kitabından hoşlandığını sö ylemişti. Kendini çok kö tü hissediyordu çü nkü kitap, eleştirel yö nden başarılı olmuştu ama satmıyordu ve işine geri dönmek zorunda kalmıştı. Böylece avukatla yatağa girdi ve vajinasında siğiller oluştu. I˙ğrenç,  kâbussu  bir  mantar  kü mesine  benziyorlardı.   Elektrikli   iğne   ile yakılmaları gerekiyordu: acı veren bir tedavinin arkasından acı veren bir tedavi daha. Siğilli olduğunu ö ğrenince Bob’la evliliklerini bitirmek hakkında konuştu. Çok utanıyordu. Yaşamını sürdürmek için hiçbir neden olmadığını düşünüyordu.